Hayat bazen beklenmedik sürprizlerle doludur. İnsanın en temel haklarından biri olan yaşam hakkı, bazen bürokratik hatalarla tehlikeye girebiliyor. İşte bu durum, 7 yıl boyunca "ölü" olarak kayıtlarda görülen bir adamın hikayesiyle gün yüzüne çıktı. Bu olay, adeta gerçek bir "Film senaryosunu" aratmayacak derecede absürt ve düşündürücü. Her şey, bu adamın sağlık raporu almak için bir hastaneye gitmesiyle başladı. O günü hatırladıkça adeta gözyaşlarına boğulan bu adam, içinde bulunduğu durumu kabullenmekte zorlandı.
Hikâyede yer alan kişinin yaşadığı olay, aslında sadece kendisini değil, aynı zamanda aile bireylerini ve sevdiklerini de derinden etkiledi. 7 yıl önce, yanlış bir kayıt nedeniyle "ölü" olarak kaydedilen bu adam, sağlık durumunu kontrol ettirmek üzere bir hastaneye başvurdu. Hastanede karşılaştığı manzara karşısında adeta neye uğradığını şaşırdı. "Ölü" olarak kayıtlı olduğundan, hiçbir sağlık hizmetine erişim sağlayamıyor ve tam 7 yıl boyunca tüm sosyal hayatı kısıtlanmış bir şekilde yaşamını sürdürüyor. Herhangi bir sağlık problemi olduğunda, daima "ölü" kategorisinde kaldığı için hastaneler tarafından geri çevrilmekteydi. Bu durum, gerçekten de insanın hayatta yaşayabileceği en büyük zorluklardan biriydi.
Hastaneye gittiğinde, bir sağlık raporu almak amacıyla gerekli bilgileri vermeye başladığında yetkililerin yüzündeki şaşkınlık ifadesini gördüğünde, bu hatanın ne kadar büyük boyutlara ulaştığını anladı. Hayatı boyunca yaşadığı gerilim ve belirsizlikle baş başa kalmış olan bu birey, nihayetinde doğru kayda erişerek yaşamını normale döndürme fırsatını elde etti. Hastane yetkilileri, durumu incelerken, kayıtlardaki düzensizlik nedeniyle yaşanan sorunun çözümü için acil adımlara ihtiyaç duyulduğunu anladılar. Bu kişinin, 7 yıl boyunca maruz kaldığı psikolojik yükün yanında, gerek iş hayatında gerekse sosyal hayatta yaşadığı zorluklar, oldukça büyük bir sosyal problem teşkil etmekteydi.
Artık, bu kişinin durumu düzene oturtulmuş durumda. Ancak bu olayın mağduru olan kişi, hukuki süreçler başlatmayı da planlıyor. Yaşadığı bu travmanın sadece kendisini değil, ailesini de ciddi şekilde etkilediği bir gerçek. "Bir insanın ölü olarak kaydedilmesi ne kadar mümkün diye düşündüğümde, bende inanılmaz bir derin korku yarattı. Ama şimdi bu derin korku yerini umuda bıraktı. Hayatım geri döndü," diyerek duygularını ifade etti. Bu hikaye, sadece bir kişinin yaşam mücadelesinin ötesinde, günümüz toplumlarında karşılaşılan bürokratik zorlukların da bir yansıması.
Sonuç olarak, sağlık sistemimizdeki hataların insan hayatı üzerine ne denli ciddi etkiler yaratabileceğini bir kez daha görmüş olduk. Bu tür olayların tekrarlanmaması için hem sağlık kurumları hem de ilgili bürokrasi tarafından gerekli adımların atılması kaçınılmazdır. İnsanın yaşam hakkı, hiçbir yanlış kaydı yüzünden elinden alınmamalıdır ve benzer olayların yaşanmaması için toplum olarak bilinçlenmek de gereklidir. Ölü olarak kaydedilen birey için bu yaşanan, sadece bir skandal değil, aynı zamanda bir uyanış hikayesidir. Bu tür vakaların önüne geçmek adına, daha dikkatli ve daha bilinçli bir toplum oluşturmalıyız.